"Aslantepe, İstanbul’un anıtsal mimari simgesi olacak”
Aslantepe Projesi için Başkanlığı döneminde yoğun çalışma yapan ve temel atma töreninde bulunan Galatasaray Spor Kulübü 32. Başkanı Özhan Canaydın'ın Galatasaray Dergisi'nde yayınlanan röportajı
Seyrantepe projesinin Galatasaray için önemiyle başlasak...
Hiç şüphesiz ki bu proje Galatasaray’ın her anlamda geleceğini kurtaracak bir projedir. Ancak
ben ilk önce herkesin bilmesi için şu gerçeğin altını özellikle çizmek istiyorum. Ali Sami Yen’in mülkiyeti GSGM’ye yani devlete aittir. Türkiye’deki bütün statlar, Şükrü Saracoğlu da, İnönü de dahil mülkiyet itibarıyla devletin malıdır. Kulüpler ise buranın sadece üst kullanım hakkına sahiptir. Bu arazileri satın almış bile olsanız mevcut imar durumu size orada sadece yeni bir stat yapma hakkını vermektedir. Yani o arazilerde biz kulüpler, tapusunu da alsak konut, işyeri benzeri yapılar yapamayız. Bu önemli gerçeği göz ardı etmemek lazım.
Göreve ilk geldiğinizde stat projesini nasıl ele aldınız?
Bu süreci bir özetlemenizi istesek.
2002 Mart seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde seçim öncesi taahhütlerimizin arasında en başta geleni Ali Sami Yen Stadı projesinin hayata geçirilmesiydi. Bu çalışmalarda ilk olarak ön projeler çizildi. Bunu da Tekfen Grubuyla beraber yaptık. Çünkü bizden önceki yönetim bu grup ile stat inşası için bir anlaşma imzalamıştı. Sonraki çalışmalarda bazı sıkıntıların olduğu ortaya çıktı. Zaman geçmiş, imar durumumuzun da son dönemin gelmiştik. Kredi arayışının içine girdik. Yalnız arazi tapusu bizim olmadığından kredi almakta büyük sıkıntılar çekiyorduk. Bu süreçte kredi bulmak isteyen bazı aracıların da olumsuz etkileri oldu. Galatasaray, Sahip Som olayından dolayı kredibilitesini kaybetmiş değildi. Bundan önceki dönemlerde de bir Yabancı-Türk ortaklığıyla kredi anlaşması yapılmıştı. 100 milyon dolarlık anlaşma imzalanmış fakat Türkiye’deki aracılar başka sebepten dolayı tutuklanmışlardı. Demek ki, bu tip olaylar her zaman için olabiliyormuş.
Ancak yine de kredi arayışlarını devam ettirdiniz…
Çalışmaları çeşitli boyutlara çıkardık. İmar izninin bitiş günü yaklaştıkça biz çalışmalarımızı hızlandırdık. Amacımız parsiyel olarak bu stadı bitirebilmekti. Ancak söylediğim gibi, kredi temini konusunda ciddi problemler vardı. Modern ve Galatasaray’a yakışan bir stad yapmak için önemli miktarda bir para gerekiyordu. Kulübün içinde bulunduğu maddi durum itibarıyla bu ilave borç yükü demekti. Ancak yine de bu arayışları ciddi boyutlarda sürdürdük.
Bu süreçte bazı kredi olanağı önerileri de aldınız ama kabul etmediniz. Neden?
Evet, böyle bazı öneriler aldık ancak önerilen geri ödeme koşulları Galatasaray açısından hiç olumlu değildi. Hem büyük bir miktar borç içerisine girecektik. 10 yıl boyunca borcu faizleriyle birlikte geri ödemek zorunda kalacaktık. Stadı yapıp bitirip işletmeye açsak bile mali sıkıntımız yıllarca devam edecekti. Üstelik de, bu seçeneği tercih etsek bile, tüm parasını ödememize rağmen stadın mülkiyeti yine bizim olmayacaktı! Diyelim ki, Ali Sami Yen Stadının yeniden yapımı için 100 milyon dolar kredi bulduk ve stadı yaptık. 10 senede en iyi şartlarla geri ödeyeceğiz, faizini ödeyeceğiz. Peki stat kimin biliyor musunuz? Stat GSGM’nin. Borçlanıp stadı yapacağız, 10 sene faiziyle birlikte geri ödeyeceğiz. Bu 10 sene zarfında şimdiki stattan geldiği kadar gelir bile kalmayacak bize ve yaptığımız stadı bir de GSGM’ye devretmek zorunda kalacağız. Üstelik bir de 20.000 kişilik portatif bir başka stat yapma taahhüdümüz de vardı o zaman. O da GSGM’ye devredilecekti. Yani özetle demek istediğim şu ki, biz kredi bulup Ali Sami Yen’in yerine bir stat yapsak bile o stat GSGM’nindir. Şimdi biz 1 lira harcamadan Seyrantepe’ye gideceğiz.
Kredi seçeneğini zorladınız yani…
Stadı kendi paramızla yapmak konusunda çok çabam oldu. Bunu herkes biliyor, şahittir.. Eğer Galatasaray’ın geleceğini düşünmeden, sadece kendi Başkanlık kariyerimi düşünerek hareket etseydim, belki bugün Mecidiyeköy’de 40.000 kişilik bir stadımız olurdu. Ama o kısıtlı arazi üzerinde sıkışmış, birçok özelliğini yitirmiş, yine sonuçta devlete ait olacak olan bir stadımız olacaktı ve biz sanıyorum 2020 yılına kadar o kadar borcumuzun üzerine bir o kadar daha borç ödemek zorunda kalan, hareket alanı iyice daralmış, stadı olmasına rağmen neredeyse stad gelirleri olmayan bir kulüp olacaktık….
Olay sadece finansmanla da bitmiyor. Daha başka sorunlar da var. Ali Sami Yen’in şu anki arazisinde bir stat yapılacak olduğunda, bu 40 bin kişilik olursa arkada 5 parsel var, onların da alınması gerek.. Başkalarına ait tapu tescil belgeleri olan parselleri kastediyorum. Likör fabrikası tarafında giriş çıkış sorunu var. Ali Sami Yen’de 2 bin araçlık bir otopark yapılacaktı. 600 araçlık katlı otoparkımız da var. Bu trafiği alt üst edecekti. Eski iznimize rağmen yeni taleplerimizde yetkililer bize hayır demişlerdi.
Bu dönemde başka alternatifler oldu mu?
Evet, oldu. Bu arada Olimpiyat Stadı için bize teklifler gelmekteydi. Kullanım hakkı bize 49 seneliğine verilebilirdi. Çalışmaları o konu üzerinde yoğunlaştırdık. Oranın en büyük problemi olan rüzgar sorununu çözmek için bir Fransız firması ile temasa geçtik. Ama görüldü ki, orası hiçbir şekilde bize uygun değildi.
Seyrantepe nasıl ortaya çıktı peki?
Bu arada kredi olayları da gerçekleşmeyince Mustafa Sarıgül bize Seyrantepe arazisini gezdirdi ve bir öneri getirdi. “Buraya stat yaparız, başka şeyler de yaparız, bu arada Ali Sami Yen’i de veririz” dedi. Mustafa Sarıgül, ayrıca “Ali Sami Yen’in yerine bir otel yaparız, o oteli yapacak olanlar bize stadı da yaparlar. Böylece stadı ucuz bir şekilde malederiz” önerisini getirdi.
Bu öneri pratikte neden gerçekleşmedi?
Öneri basına yansıyınca, Milli Emlak’tan ve Bakanlıktan bir çağrı aldık. Bize Ali Sami Yen GSGM’nin, Seyrantepe ise Milli Emlak’ın malı dediler. Bize bir Resmi Gazete getirdiler, iki gün öncesine aitti ve baktık ki, Seyrantepe satışa çıkmış. Bunun üzerine bir yetkili bize tavsiyede bulundu ve bu olay basına yansıdı diye cevap verdik. Bize şimdi bir yolunuz var denildi. Seyrantepe’ye bir stat yapmak isterseniz, Ali Sami Yen’le bir değiş tokuş yapmanız halinde bu imkan size sağlanır dediler. Bunun üzerine biz de Ali Sami Yen’deki zorlukları, trafiğe gelecek olan ekstra yükü de göz önüne alarak, Seyrantepe projesine yöneldik. Devletle yapılan görüşmelerde Seyrantepe’nin bize verilebileceğini öğrendik. Seyrantepe için o güne değin iki ihale yapıldığını ancak bu ihalelerin geçerli olmadığını öğrendik. Bir ay içinde ihale var ancak siz talip olursanız ihaleyi iptal ederiz dediler. Ve biz Ankara’da 19 Mayıs 2004 tarihinde Başbakan tarafından ihalenin kaldırılması ve bu arazinin kullanım hakkının sportif amaçlı tesisler yapmak için Galatasaray’a tahsisini içeren anlaşmayı imzaladık. İhale iptal oldu ve üst kullanım hakkı tapusunu aldık.
Bu tapunun alınmasından sonra neler yaşandı?
Sonradan öğrendik ki, iki tane büyük kooperatif ve bir kooperatifler birliği o arazi için çalışma içindeymiş. Üst hakkı bize verilince onların çalışmaları geçersiz kaldı. Bunun üzerine kooperatifler bize bir teklif getirdiler. Bu teklife göre araziyi satın alalım ve tapusunun da yarısını size verelim dediler. Stadın yanısıra diğer taraflara da mesken inşaatı yaparız dediler
Bu proje neden gerçekleşmedi?
Üst hakkı yerine arazinin yarısının tapusunu almak bizim için daha avantajlıydı. Stat inşaatı için bulabileceğimiz krediler için de elverişli bir durumdu. Toprak tapusu mühim çünkü. Fakat çok uzun sürdü ve neredeyse 1 senemizi bu iş için kaybettik. Maalesef bu gerçekleşemedi.
Bugünkü nihai çözüm şekline nasıl gelindi? Siz mi önerdiniz?
Evet. Biz alternatif teklif olarak, Ali Sami Yen’i bırakalım, bunun karşılığında Seyrantepe arazisi bize verilsin dedik. Yine Ali Sami Yen gibi 49 senelik üst kullanım hakkına sahip olduğumuz bir stat yapalım dedik. Artık şehir içinde kalan statlar belediyelere terk ediliyor, belediyeler orada özel imar durumları çıkararak bu şehirlerin takımlarına bedava yeni statlar yapıyorlar. Kayseri ve Antalya’da bu süreç başladı. Bizim bu konudaki çalışmamız ve çabalarınız örnek oluşturdu ve devletin felsefesi oldu.
Bu alternatif öneriyi biraz açar mısınız?
Ali Sami Yen’deki arazimiz biliyorsunuz 34 dönümdür. Buradaki ise 120 dönüm. Buraya 52 bin kişilik üstü açılır kapanır çok amaçlı bir stat yapılacak. Ciddi bir çalışma dönemine girdik. Ali Sami Yen’de 49 sene için 68 milyon dolarlık bir kira anlaşmamız vardı. Biz Ali Sami Yen’i bırakınca yeni stadın üst kullanım hakkı hiç bir ücret ödenmeksizin Galatasaray’ın olacaktı. Kira bedeli ödenmeyecek. Bu toplamdaki borcu da düşürecek. Bu stadın yapımına tek bir lira harcamayacağız.
Bu takasta Galatasay’ın dezavantajlı olduğu ileri sürenler var…
Evet, bazı çevrelerde İETT garajı ya da karayolları arazisi 8 bin dolar metrekare değerle ihale edilirken Ali Sami Yen arazisi nasıl bedavaya bırakılır diye yorumlar yapılıyor ki, bunlar temelden yanlıştır. Çünkü Ali Sami Yen arazisi bizim değil. Diyelim ki parasını bir yerden, bir şekilde bulup devlete ödeyerek biz bu araziyi devletten satın alsak bile yine sportif amaçlı kullanmak zorundayız. Zaten o araziyi üst kullanım hakkına sahip olan kulübe sattığınızda bile yerine yalnızca stat yapabilirsiniz. Bir imar değişikliği de yapılamaz. Yani Galatasaray GSGM’den Ali Sami Yen’i satın almış olsa bile sadece stat yapmak için alabilir. Kati bir surette yeni bir imar durumu alınarak buraya mesken, otel işi merkezi vs. yapılamaz. Yalnız stat yapılabilir.
Eleştirilerde bu takasın eşitsiz olduğunu öne sürüyorlar?
Avrupa’nın en modern beş stadından birisinin yapımını hazmedemeyen gruplar tez olarak ısrarla Ali Sami Yen gibi kıymetli bir mülk bırakılır mı, onunla trampa edilir mi temasını işliyorlar. Biz Ali Sami Yen’in yalnızca üst hakkına sahibiz. Bu mülkü satın alsak bile sadece stat yapımı için alabiliriz. Biz TOKİ değiliz. Onlar gibi özel bir kanuna tabi değiliz. Bu ülkede sadece TOKİ, imar durumunu belirleme ve değiştirme fonksiyonuna sahip bir kurum. Kanunda yazıyor, isteyen açar okur. TOKİ buradan gelecek gelirle ve kendi kanununun verdiği imkanla Seyrantepe Stadını inşa edecek ve otofinansmanı yoluna gidecek. GSGM ile yaptığımız anlaşma gereği bu stadın üst kullanım hakkı da bir bedel ödemeksizin Galatasaray’a verilecek. Bu takas eşitsiz olabilir mi hiç?
Peki, stadların kulübe devredilmesini öngören bir kanun tasarısı hazırlığından bahsediliyor…
Yarın öbür gün bir kanun çıkar da üst kullanım hakkına sahip kulüpler bu statlara sahip olma fırsatına kavuşursa, Seyrantepe’deki 120 dönüm araziye üstündeki modern statla birlikte sahip olmak için gereken adımları da atarız elbette. Eğer bazı grupların ısrarla söylediği gibi biz Ali Sami Yen’i alıp da ona yeni bir imar durumu çıkarabilsek o zaman haklı olabilirler. Ama şimdi bunu söylemeye hiç hakları yok.
Seyrantepe’deki stadın yerinin saptanması da başlı başına bir süreç aldı. Biraz da bundan bahseder misiniz?
Evet. Bu çok önemli bir konuydu ve bir dönem vakti de o süreçte harcadık. Ama harcanması gerekiyordu. 384 dönümlük arazinin üzerinde üç tane inşaat yapılacak tepe vardı. Biri 15, biri 120 ve diğeri de 60 dönümdü. İlk başta bu 60 dönüm ve çevresi bize verilmişti. Bu kenarda ve meskenlere yakın bölgedeydi. Biz inşaatı ısrarla 120 dönümlük tepenin üstüne aldırmak için uğraştığımızdan dolayı 6 ay kadar zaman kaybettik.
Bunun önemini ve farkını biraz anlatabilir misiniz?
Önceki yer çukurdaydı. Stat çukurda kalacaktı. Ayrıca orada yapılsaydı arazi yeterli büyüklükte olmadığından yarısı sütunlar üstüne inşa edilecekti. Şimdi stat bir anıt gibi arazinin en güzel yerinde yer alıyor. 52 bin kişilik bir stat ve 5 bin kişilik otoparkıyla arazinin en güzel yerinde yapılacak.
Yeni stadın projesi ne zaman yapılmaya başlandı?
İlk anlaşmalar Başbakanın oluru da alındıktan sonra 2006 yılının 8. ayında protokolün imzalanmasıyla yapılmıştır. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin GSGM’yi temsilen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Milli Emlak’ı temsilen, TOKİ başkanı ve projede katkısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile Galatasaray Kulübü tarafından bir protokol imzalandı. O günden itibaren de proje çalışmaları başlamıştır. Arazinin tetkiki bitirilmiştir. Ocak ayında detay projelerin çizimine başlanmıştır. İhale tarihine kadar da her şey bitmiş olacak. Her hafta çizimci firmadan dökümanlar bize geliyor.
ASP firması değil mi?
Evet. Bu firma Avrupa’da bu tarz projelerde tecrübeli bir firmadır. Stuttgart Stadı yenilenmesi, Leipsig Arena gibi büyük projelerin altında onların imzası var. Türkiye’deki ortağı da Yüksel Proje. ASP firmasıyla ilgili olarak bizim şansımız 35 senedir Almanya’da yaşayan ve 50 önde gelen mimarın içinde gösterilen Mete Arat’ın orada yer almasıdır. Çok tecrübeli bir firma ve bu mimar arkadaşımız da işin içinde. Yüklenici firma buldu kendilerini. Biz de inceledik ve bu iş için çok uygun olduklarını gördük.
Stad mimarisi genel olarak nasıl tanımlanabilir?
Seyraptepe’deki stadımız, Schalke Stadı ile Amsterdam Arena Stadları’nın mimari konseptleri temelinde hazırlanıyor. Tamamen modern stad mimarisinin anıtsal ve özgün bir örneği olacak. Estetik formuyla, kısa zamanda İstanbul’un anıtsal mimari simgelerinden başlıcası haline gelecek.
Stadın kapanabilir olma özelliğinden bahsedebilir misiniz biraz da?
Bu anlamda Türkiye’nin ilk stadı olacak. Üstünün kapanabilir olması en önemli avantajlarından biri olacak. Büyük bir kongre merkezimiz yok bizim İstanbul’da. Burada 15 bin kişilik kongreler yapabiliriz. Otomobil fuarları gibi etkinlikler yapabiliriz.
Bahsettiğiniz stad işletmesi profesyonel bir iş. Kulüp kendisi mi yapacak?
Hayır, biz bu konuda Avrupa’da en deneyimli olan bir firma ile çalışacağız. Anlaştığımız Arena firması ile beraber stadın işletmesi yapılacak. Arena firmasının işletmecilik tecrübesinden dolayı talep ettiği her şeye proje yürütülürken beraberce karar verilip yapılacak. Arena firması bu tarz organizasyonları Amsterdam Arena Stadında yapıyor ve o stat yılın 120 günü aktif durumda. Bunu burada biz de yapabiliriz.
Sportif etkinliklerin dışındaki gelirler de Galatasaray’a mı ait olacak?
Elbette. Sportif veya sportif amacın dışındaki tüm gelirler Galatasaray’a ait olacak. Ali Sami Yen’de Galatasaray’a verilmiş bütün haklar yeni anlaşmada da geçerli olacak.
Bazı konuları açığa çıkarabilir miyiz? Bize çok soruluyor, mesela yeni stadın adını biz mi koyacağız? koltukların renklerine biz mi karar vereceğiz?
Bu soru işaretlerinin tümü gereksiz. Elbette stadımızın bütün gelirleri Galatasaray’ın olacak. İsim hakları elbette Galatasaray’ın olacak. İç tasarım elbette Galatasaray’ın istediği tarzda olacak. Temel atıldığından itibaren Galatasaray bu projede hak sahibidir ve her istediğini yapacaktır. Proje, anlaşma gereği müşterek fikir üretilerek yapılmakta olup, bitmek üzeredir. Yapılan protokol gereği stat müşterek kararlara göre yapılacaktır.
Ulaşım açısından yeni stadın konumu nedir?
Seyrantepe biliyorsunuz şehrin merkezinde. Maslak kavşağına sadece 1000 metre mesafededir. Yedi şeritli yolları ve kavşakları yapılıyor. Stadın hemen karşısında olacak olan metro istasyonun inşaatı da devam etmekte. Yüzde yetmişi bitmiş durumda. Bu aslında projeye kazma vurulmuş ve başlamış olduğunun da belgesidir. Metronun triyaj yani manevra istasyonu Seyrantepe’de olacak. Saatte 45.000 kişi taşıyabilecek. Bu ilgililerden aldığım bilgidir. Metro ile stada gelenler metrodan indikten sonra 200 metre yürüyerek stada ulaşacaklar. Ayrıca bugünküyle karşılaştırılmayacak kadar geniş otopark imkanları var. Seyrantepe’deki otoparkımız 5.000 araçlık olacak.
Bu stat Galatasaray için ekonomik olarak ne anlam ifade ediyor?
Bu kompleksin adı Ali Sami Yen Spor Kompleksi olacak. Avrupa’da stat isimleri 10 senelik sürelerle çok büyük rakamlar karşılığında büyük firmalara satılmaktadır. Biz de bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu kompleksi sponsor bir firmayla beraber “X Galatasaray Stadı” olarak devam ettirmeyi öngörüyoruz. 20 civarında ana sponsor firma olacak. Banka, elektronik firması, yiyecek ve içecek firmaları ana sponsorlar olacak. Onun haricinde 150-180 adet arasında iki yanda çift kat localar diğer taraftarla da tek kat localar yapılacak. Ayrıca restoranlar, sinemalar, spor malzemeleri satan mağazalar da yer alacak bu komplekste. Kısacası bu yeni spor kompleksinde Galatasaray’ın gelirleri ciddi anlamda artacaktır.
İnşaat başladıktan sonra loca satışları da başlayacak mı?
Başlayacağız. İsim hakkı çalışmaları için de hemen başlayacağız. İnşaat şartnamesinde bitiş için verilen süre 24 ay olacak. Ben 18 ile 20 aya arasında biteceği kanaatindeyim. Ona göre satışlarda başlayacak. Stat tam olarak bitmeden de belirli bir aşamaya geldiği takdirde maçlar burada oynanabilir. Anlaşmamız gereği o stat bitene kadar biz maçlarımızı Ali Sami Yen’de oynayacağız.
Ali Sami Yen’deki tapulu arazimiz var. Burası için ne tür bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
Mecidiyeköy’deki 2175 metrekarelik tapulu arazimize de inşaat yapılacak. Bunun bir katı lokal olarak üyelerimize hizmet verecek. Altı kat yüksekliğe sahip üç kat da bodrumu olan estetik bir bina olacak bu. Böylece Mecidiyeköy’den de kopmamış olacağız.
Son beş yılda bu konuda büyük çaba sarfettiniz. Yoğun eleştiriler de aldınız. Bu süreçte neler hissettiniz?
Çok zor bir dönemdi. Tüm Galatasaraylıları bu konuyla ilgili olarak elimizde olmayan nedenlerden dolayı biraz geç olarak bilgilendirmek durumunda kaldığımdan dolayı da çok üzülüyorum ve samimi olarak özür diliyorum. Galatasaray’ın böyle bir stada sahip olmasını istemeyenler olayı provoke ettiler. Bu yüzden de belli bir dönem için sessiz kaldık. Bu reaksiyonları önlemeye çalıştık. Sessizliğimizin yanlış anlaşılması beni üzdü ama youlmdan çevirmedi. Çünkü Galatasaray’ın böyle bir stat ile tüm zorlukları aşacağını ve ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda kazanacağını görüyordum. Bu yüzden bu hedefe kitlenmiştim. Galatasaray’ı dünya kulübü yapmak hedefimiz, bu stadın yapımından geçiyor. Her büyük stadı olan dünya kulübü olamaz. Bunu görüyorsunuz. Bu hedefe kültürel olarak Türkiye’de hazır olan tek kulübüz. Şimdi Seyrantepe ile dünya kulübü olma hedefimizin maddi altyapısını oluşturuyoruz.
Aslantepe Projesi için Başkanlığı döneminde yoğun çalışma yapan ve temel atma töreninde bulunan Galatasaray Spor Kulübü 32. Başkanı Özhan Canaydın'ın Galatasaray Dergisi'nde yayınlanan röportajı
Seyrantepe projesinin Galatasaray için önemiyle başlasak...
Hiç şüphesiz ki bu proje Galatasaray’ın her anlamda geleceğini kurtaracak bir projedir. Ancak
ben ilk önce herkesin bilmesi için şu gerçeğin altını özellikle çizmek istiyorum. Ali Sami Yen’in mülkiyeti GSGM’ye yani devlete aittir. Türkiye’deki bütün statlar, Şükrü Saracoğlu da, İnönü de dahil mülkiyet itibarıyla devletin malıdır. Kulüpler ise buranın sadece üst kullanım hakkına sahiptir. Bu arazileri satın almış bile olsanız mevcut imar durumu size orada sadece yeni bir stat yapma hakkını vermektedir. Yani o arazilerde biz kulüpler, tapusunu da alsak konut, işyeri benzeri yapılar yapamayız. Bu önemli gerçeği göz ardı etmemek lazım.
Göreve ilk geldiğinizde stat projesini nasıl ele aldınız?
Bu süreci bir özetlemenizi istesek.
2002 Mart seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde seçim öncesi taahhütlerimizin arasında en başta geleni Ali Sami Yen Stadı projesinin hayata geçirilmesiydi. Bu çalışmalarda ilk olarak ön projeler çizildi. Bunu da Tekfen Grubuyla beraber yaptık. Çünkü bizden önceki yönetim bu grup ile stat inşası için bir anlaşma imzalamıştı. Sonraki çalışmalarda bazı sıkıntıların olduğu ortaya çıktı. Zaman geçmiş, imar durumumuzun da son dönemin gelmiştik. Kredi arayışının içine girdik. Yalnız arazi tapusu bizim olmadığından kredi almakta büyük sıkıntılar çekiyorduk. Bu süreçte kredi bulmak isteyen bazı aracıların da olumsuz etkileri oldu. Galatasaray, Sahip Som olayından dolayı kredibilitesini kaybetmiş değildi. Bundan önceki dönemlerde de bir Yabancı-Türk ortaklığıyla kredi anlaşması yapılmıştı. 100 milyon dolarlık anlaşma imzalanmış fakat Türkiye’deki aracılar başka sebepten dolayı tutuklanmışlardı. Demek ki, bu tip olaylar her zaman için olabiliyormuş.
Ancak yine de kredi arayışlarını devam ettirdiniz…
Çalışmaları çeşitli boyutlara çıkardık. İmar izninin bitiş günü yaklaştıkça biz çalışmalarımızı hızlandırdık. Amacımız parsiyel olarak bu stadı bitirebilmekti. Ancak söylediğim gibi, kredi temini konusunda ciddi problemler vardı. Modern ve Galatasaray’a yakışan bir stad yapmak için önemli miktarda bir para gerekiyordu. Kulübün içinde bulunduğu maddi durum itibarıyla bu ilave borç yükü demekti. Ancak yine de bu arayışları ciddi boyutlarda sürdürdük.
Bu süreçte bazı kredi olanağı önerileri de aldınız ama kabul etmediniz. Neden?
Evet, böyle bazı öneriler aldık ancak önerilen geri ödeme koşulları Galatasaray açısından hiç olumlu değildi. Hem büyük bir miktar borç içerisine girecektik. 10 yıl boyunca borcu faizleriyle birlikte geri ödemek zorunda kalacaktık. Stadı yapıp bitirip işletmeye açsak bile mali sıkıntımız yıllarca devam edecekti. Üstelik de, bu seçeneği tercih etsek bile, tüm parasını ödememize rağmen stadın mülkiyeti yine bizim olmayacaktı! Diyelim ki, Ali Sami Yen Stadının yeniden yapımı için 100 milyon dolar kredi bulduk ve stadı yaptık. 10 senede en iyi şartlarla geri ödeyeceğiz, faizini ödeyeceğiz. Peki stat kimin biliyor musunuz? Stat GSGM’nin. Borçlanıp stadı yapacağız, 10 sene faiziyle birlikte geri ödeyeceğiz. Bu 10 sene zarfında şimdiki stattan geldiği kadar gelir bile kalmayacak bize ve yaptığımız stadı bir de GSGM’ye devretmek zorunda kalacağız. Üstelik bir de 20.000 kişilik portatif bir başka stat yapma taahhüdümüz de vardı o zaman. O da GSGM’ye devredilecekti. Yani özetle demek istediğim şu ki, biz kredi bulup Ali Sami Yen’in yerine bir stat yapsak bile o stat GSGM’nindir. Şimdi biz 1 lira harcamadan Seyrantepe’ye gideceğiz.
Kredi seçeneğini zorladınız yani…
Stadı kendi paramızla yapmak konusunda çok çabam oldu. Bunu herkes biliyor, şahittir.. Eğer Galatasaray’ın geleceğini düşünmeden, sadece kendi Başkanlık kariyerimi düşünerek hareket etseydim, belki bugün Mecidiyeköy’de 40.000 kişilik bir stadımız olurdu. Ama o kısıtlı arazi üzerinde sıkışmış, birçok özelliğini yitirmiş, yine sonuçta devlete ait olacak olan bir stadımız olacaktı ve biz sanıyorum 2020 yılına kadar o kadar borcumuzun üzerine bir o kadar daha borç ödemek zorunda kalan, hareket alanı iyice daralmış, stadı olmasına rağmen neredeyse stad gelirleri olmayan bir kulüp olacaktık….
Olay sadece finansmanla da bitmiyor. Daha başka sorunlar da var. Ali Sami Yen’in şu anki arazisinde bir stat yapılacak olduğunda, bu 40 bin kişilik olursa arkada 5 parsel var, onların da alınması gerek.. Başkalarına ait tapu tescil belgeleri olan parselleri kastediyorum. Likör fabrikası tarafında giriş çıkış sorunu var. Ali Sami Yen’de 2 bin araçlık bir otopark yapılacaktı. 600 araçlık katlı otoparkımız da var. Bu trafiği alt üst edecekti. Eski iznimize rağmen yeni taleplerimizde yetkililer bize hayır demişlerdi.
Bu dönemde başka alternatifler oldu mu?
Evet, oldu. Bu arada Olimpiyat Stadı için bize teklifler gelmekteydi. Kullanım hakkı bize 49 seneliğine verilebilirdi. Çalışmaları o konu üzerinde yoğunlaştırdık. Oranın en büyük problemi olan rüzgar sorununu çözmek için bir Fransız firması ile temasa geçtik. Ama görüldü ki, orası hiçbir şekilde bize uygun değildi.
Seyrantepe nasıl ortaya çıktı peki?
Bu arada kredi olayları da gerçekleşmeyince Mustafa Sarıgül bize Seyrantepe arazisini gezdirdi ve bir öneri getirdi. “Buraya stat yaparız, başka şeyler de yaparız, bu arada Ali Sami Yen’i de veririz” dedi. Mustafa Sarıgül, ayrıca “Ali Sami Yen’in yerine bir otel yaparız, o oteli yapacak olanlar bize stadı da yaparlar. Böylece stadı ucuz bir şekilde malederiz” önerisini getirdi.
Bu öneri pratikte neden gerçekleşmedi?
Öneri basına yansıyınca, Milli Emlak’tan ve Bakanlıktan bir çağrı aldık. Bize Ali Sami Yen GSGM’nin, Seyrantepe ise Milli Emlak’ın malı dediler. Bize bir Resmi Gazete getirdiler, iki gün öncesine aitti ve baktık ki, Seyrantepe satışa çıkmış. Bunun üzerine bir yetkili bize tavsiyede bulundu ve bu olay basına yansıdı diye cevap verdik. Bize şimdi bir yolunuz var denildi. Seyrantepe’ye bir stat yapmak isterseniz, Ali Sami Yen’le bir değiş tokuş yapmanız halinde bu imkan size sağlanır dediler. Bunun üzerine biz de Ali Sami Yen’deki zorlukları, trafiğe gelecek olan ekstra yükü de göz önüne alarak, Seyrantepe projesine yöneldik. Devletle yapılan görüşmelerde Seyrantepe’nin bize verilebileceğini öğrendik. Seyrantepe için o güne değin iki ihale yapıldığını ancak bu ihalelerin geçerli olmadığını öğrendik. Bir ay içinde ihale var ancak siz talip olursanız ihaleyi iptal ederiz dediler. Ve biz Ankara’da 19 Mayıs 2004 tarihinde Başbakan tarafından ihalenin kaldırılması ve bu arazinin kullanım hakkının sportif amaçlı tesisler yapmak için Galatasaray’a tahsisini içeren anlaşmayı imzaladık. İhale iptal oldu ve üst kullanım hakkı tapusunu aldık.
Bu tapunun alınmasından sonra neler yaşandı?
Sonradan öğrendik ki, iki tane büyük kooperatif ve bir kooperatifler birliği o arazi için çalışma içindeymiş. Üst hakkı bize verilince onların çalışmaları geçersiz kaldı. Bunun üzerine kooperatifler bize bir teklif getirdiler. Bu teklife göre araziyi satın alalım ve tapusunun da yarısını size verelim dediler. Stadın yanısıra diğer taraflara da mesken inşaatı yaparız dediler
Bu proje neden gerçekleşmedi?
Üst hakkı yerine arazinin yarısının tapusunu almak bizim için daha avantajlıydı. Stat inşaatı için bulabileceğimiz krediler için de elverişli bir durumdu. Toprak tapusu mühim çünkü. Fakat çok uzun sürdü ve neredeyse 1 senemizi bu iş için kaybettik. Maalesef bu gerçekleşemedi.
Bugünkü nihai çözüm şekline nasıl gelindi? Siz mi önerdiniz?
Evet. Biz alternatif teklif olarak, Ali Sami Yen’i bırakalım, bunun karşılığında Seyrantepe arazisi bize verilsin dedik. Yine Ali Sami Yen gibi 49 senelik üst kullanım hakkına sahip olduğumuz bir stat yapalım dedik. Artık şehir içinde kalan statlar belediyelere terk ediliyor, belediyeler orada özel imar durumları çıkararak bu şehirlerin takımlarına bedava yeni statlar yapıyorlar. Kayseri ve Antalya’da bu süreç başladı. Bizim bu konudaki çalışmamız ve çabalarınız örnek oluşturdu ve devletin felsefesi oldu.
Bu alternatif öneriyi biraz açar mısınız?
Ali Sami Yen’deki arazimiz biliyorsunuz 34 dönümdür. Buradaki ise 120 dönüm. Buraya 52 bin kişilik üstü açılır kapanır çok amaçlı bir stat yapılacak. Ciddi bir çalışma dönemine girdik. Ali Sami Yen’de 49 sene için 68 milyon dolarlık bir kira anlaşmamız vardı. Biz Ali Sami Yen’i bırakınca yeni stadın üst kullanım hakkı hiç bir ücret ödenmeksizin Galatasaray’ın olacaktı. Kira bedeli ödenmeyecek. Bu toplamdaki borcu da düşürecek. Bu stadın yapımına tek bir lira harcamayacağız.
Bu takasta Galatasay’ın dezavantajlı olduğu ileri sürenler var…
Evet, bazı çevrelerde İETT garajı ya da karayolları arazisi 8 bin dolar metrekare değerle ihale edilirken Ali Sami Yen arazisi nasıl bedavaya bırakılır diye yorumlar yapılıyor ki, bunlar temelden yanlıştır. Çünkü Ali Sami Yen arazisi bizim değil. Diyelim ki parasını bir yerden, bir şekilde bulup devlete ödeyerek biz bu araziyi devletten satın alsak bile yine sportif amaçlı kullanmak zorundayız. Zaten o araziyi üst kullanım hakkına sahip olan kulübe sattığınızda bile yerine yalnızca stat yapabilirsiniz. Bir imar değişikliği de yapılamaz. Yani Galatasaray GSGM’den Ali Sami Yen’i satın almış olsa bile sadece stat yapmak için alabilir. Kati bir surette yeni bir imar durumu alınarak buraya mesken, otel işi merkezi vs. yapılamaz. Yalnız stat yapılabilir.
Eleştirilerde bu takasın eşitsiz olduğunu öne sürüyorlar?
Avrupa’nın en modern beş stadından birisinin yapımını hazmedemeyen gruplar tez olarak ısrarla Ali Sami Yen gibi kıymetli bir mülk bırakılır mı, onunla trampa edilir mi temasını işliyorlar. Biz Ali Sami Yen’in yalnızca üst hakkına sahibiz. Bu mülkü satın alsak bile sadece stat yapımı için alabiliriz. Biz TOKİ değiliz. Onlar gibi özel bir kanuna tabi değiliz. Bu ülkede sadece TOKİ, imar durumunu belirleme ve değiştirme fonksiyonuna sahip bir kurum. Kanunda yazıyor, isteyen açar okur. TOKİ buradan gelecek gelirle ve kendi kanununun verdiği imkanla Seyrantepe Stadını inşa edecek ve otofinansmanı yoluna gidecek. GSGM ile yaptığımız anlaşma gereği bu stadın üst kullanım hakkı da bir bedel ödemeksizin Galatasaray’a verilecek. Bu takas eşitsiz olabilir mi hiç?
Peki, stadların kulübe devredilmesini öngören bir kanun tasarısı hazırlığından bahsediliyor…
Yarın öbür gün bir kanun çıkar da üst kullanım hakkına sahip kulüpler bu statlara sahip olma fırsatına kavuşursa, Seyrantepe’deki 120 dönüm araziye üstündeki modern statla birlikte sahip olmak için gereken adımları da atarız elbette. Eğer bazı grupların ısrarla söylediği gibi biz Ali Sami Yen’i alıp da ona yeni bir imar durumu çıkarabilsek o zaman haklı olabilirler. Ama şimdi bunu söylemeye hiç hakları yok.
Seyrantepe’deki stadın yerinin saptanması da başlı başına bir süreç aldı. Biraz da bundan bahseder misiniz?
Evet. Bu çok önemli bir konuydu ve bir dönem vakti de o süreçte harcadık. Ama harcanması gerekiyordu. 384 dönümlük arazinin üzerinde üç tane inşaat yapılacak tepe vardı. Biri 15, biri 120 ve diğeri de 60 dönümdü. İlk başta bu 60 dönüm ve çevresi bize verilmişti. Bu kenarda ve meskenlere yakın bölgedeydi. Biz inşaatı ısrarla 120 dönümlük tepenin üstüne aldırmak için uğraştığımızdan dolayı 6 ay kadar zaman kaybettik.
Bunun önemini ve farkını biraz anlatabilir misiniz?
Önceki yer çukurdaydı. Stat çukurda kalacaktı. Ayrıca orada yapılsaydı arazi yeterli büyüklükte olmadığından yarısı sütunlar üstüne inşa edilecekti. Şimdi stat bir anıt gibi arazinin en güzel yerinde yer alıyor. 52 bin kişilik bir stat ve 5 bin kişilik otoparkıyla arazinin en güzel yerinde yapılacak.
Yeni stadın projesi ne zaman yapılmaya başlandı?
İlk anlaşmalar Başbakanın oluru da alındıktan sonra 2006 yılının 8. ayında protokolün imzalanmasıyla yapılmıştır. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin GSGM’yi temsilen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Milli Emlak’ı temsilen, TOKİ başkanı ve projede katkısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile Galatasaray Kulübü tarafından bir protokol imzalandı. O günden itibaren de proje çalışmaları başlamıştır. Arazinin tetkiki bitirilmiştir. Ocak ayında detay projelerin çizimine başlanmıştır. İhale tarihine kadar da her şey bitmiş olacak. Her hafta çizimci firmadan dökümanlar bize geliyor.
ASP firması değil mi?
Evet. Bu firma Avrupa’da bu tarz projelerde tecrübeli bir firmadır. Stuttgart Stadı yenilenmesi, Leipsig Arena gibi büyük projelerin altında onların imzası var. Türkiye’deki ortağı da Yüksel Proje. ASP firmasıyla ilgili olarak bizim şansımız 35 senedir Almanya’da yaşayan ve 50 önde gelen mimarın içinde gösterilen Mete Arat’ın orada yer almasıdır. Çok tecrübeli bir firma ve bu mimar arkadaşımız da işin içinde. Yüklenici firma buldu kendilerini. Biz de inceledik ve bu iş için çok uygun olduklarını gördük.
Stad mimarisi genel olarak nasıl tanımlanabilir?
Seyraptepe’deki stadımız, Schalke Stadı ile Amsterdam Arena Stadları’nın mimari konseptleri temelinde hazırlanıyor. Tamamen modern stad mimarisinin anıtsal ve özgün bir örneği olacak. Estetik formuyla, kısa zamanda İstanbul’un anıtsal mimari simgelerinden başlıcası haline gelecek.
Stadın kapanabilir olma özelliğinden bahsedebilir misiniz biraz da?
Bu anlamda Türkiye’nin ilk stadı olacak. Üstünün kapanabilir olması en önemli avantajlarından biri olacak. Büyük bir kongre merkezimiz yok bizim İstanbul’da. Burada 15 bin kişilik kongreler yapabiliriz. Otomobil fuarları gibi etkinlikler yapabiliriz.
Bahsettiğiniz stad işletmesi profesyonel bir iş. Kulüp kendisi mi yapacak?
Hayır, biz bu konuda Avrupa’da en deneyimli olan bir firma ile çalışacağız. Anlaştığımız Arena firması ile beraber stadın işletmesi yapılacak. Arena firmasının işletmecilik tecrübesinden dolayı talep ettiği her şeye proje yürütülürken beraberce karar verilip yapılacak. Arena firması bu tarz organizasyonları Amsterdam Arena Stadında yapıyor ve o stat yılın 120 günü aktif durumda. Bunu burada biz de yapabiliriz.
Sportif etkinliklerin dışındaki gelirler de Galatasaray’a mı ait olacak?
Elbette. Sportif veya sportif amacın dışındaki tüm gelirler Galatasaray’a ait olacak. Ali Sami Yen’de Galatasaray’a verilmiş bütün haklar yeni anlaşmada da geçerli olacak.
Bazı konuları açığa çıkarabilir miyiz? Bize çok soruluyor, mesela yeni stadın adını biz mi koyacağız? koltukların renklerine biz mi karar vereceğiz?
Bu soru işaretlerinin tümü gereksiz. Elbette stadımızın bütün gelirleri Galatasaray’ın olacak. İsim hakları elbette Galatasaray’ın olacak. İç tasarım elbette Galatasaray’ın istediği tarzda olacak. Temel atıldığından itibaren Galatasaray bu projede hak sahibidir ve her istediğini yapacaktır. Proje, anlaşma gereği müşterek fikir üretilerek yapılmakta olup, bitmek üzeredir. Yapılan protokol gereği stat müşterek kararlara göre yapılacaktır.
Ulaşım açısından yeni stadın konumu nedir?
Seyrantepe biliyorsunuz şehrin merkezinde. Maslak kavşağına sadece 1000 metre mesafededir. Yedi şeritli yolları ve kavşakları yapılıyor. Stadın hemen karşısında olacak olan metro istasyonun inşaatı da devam etmekte. Yüzde yetmişi bitmiş durumda. Bu aslında projeye kazma vurulmuş ve başlamış olduğunun da belgesidir. Metronun triyaj yani manevra istasyonu Seyrantepe’de olacak. Saatte 45.000 kişi taşıyabilecek. Bu ilgililerden aldığım bilgidir. Metro ile stada gelenler metrodan indikten sonra 200 metre yürüyerek stada ulaşacaklar. Ayrıca bugünküyle karşılaştırılmayacak kadar geniş otopark imkanları var. Seyrantepe’deki otoparkımız 5.000 araçlık olacak.
Bu stat Galatasaray için ekonomik olarak ne anlam ifade ediyor?
Bu kompleksin adı Ali Sami Yen Spor Kompleksi olacak. Avrupa’da stat isimleri 10 senelik sürelerle çok büyük rakamlar karşılığında büyük firmalara satılmaktadır. Biz de bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu kompleksi sponsor bir firmayla beraber “X Galatasaray Stadı” olarak devam ettirmeyi öngörüyoruz. 20 civarında ana sponsor firma olacak. Banka, elektronik firması, yiyecek ve içecek firmaları ana sponsorlar olacak. Onun haricinde 150-180 adet arasında iki yanda çift kat localar diğer taraftarla da tek kat localar yapılacak. Ayrıca restoranlar, sinemalar, spor malzemeleri satan mağazalar da yer alacak bu komplekste. Kısacası bu yeni spor kompleksinde Galatasaray’ın gelirleri ciddi anlamda artacaktır.
İnşaat başladıktan sonra loca satışları da başlayacak mı?
Başlayacağız. İsim hakkı çalışmaları için de hemen başlayacağız. İnşaat şartnamesinde bitiş için verilen süre 24 ay olacak. Ben 18 ile 20 aya arasında biteceği kanaatindeyim. Ona göre satışlarda başlayacak. Stat tam olarak bitmeden de belirli bir aşamaya geldiği takdirde maçlar burada oynanabilir. Anlaşmamız gereği o stat bitene kadar biz maçlarımızı Ali Sami Yen’de oynayacağız.
Ali Sami Yen’deki tapulu arazimiz var. Burası için ne tür bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
Mecidiyeköy’deki 2175 metrekarelik tapulu arazimize de inşaat yapılacak. Bunun bir katı lokal olarak üyelerimize hizmet verecek. Altı kat yüksekliğe sahip üç kat da bodrumu olan estetik bir bina olacak bu. Böylece Mecidiyeköy’den de kopmamış olacağız.
Son beş yılda bu konuda büyük çaba sarfettiniz. Yoğun eleştiriler de aldınız. Bu süreçte neler hissettiniz?
Çok zor bir dönemdi. Tüm Galatasaraylıları bu konuyla ilgili olarak elimizde olmayan nedenlerden dolayı biraz geç olarak bilgilendirmek durumunda kaldığımdan dolayı da çok üzülüyorum ve samimi olarak özür diliyorum. Galatasaray’ın böyle bir stada sahip olmasını istemeyenler olayı provoke ettiler. Bu yüzden de belli bir dönem için sessiz kaldık. Bu reaksiyonları önlemeye çalıştık. Sessizliğimizin yanlış anlaşılması beni üzdü ama youlmdan çevirmedi. Çünkü Galatasaray’ın böyle bir stat ile tüm zorlukları aşacağını ve ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda kazanacağını görüyordum. Bu yüzden bu hedefe kitlenmiştim. Galatasaray’ı dünya kulübü yapmak hedefimiz, bu stadın yapımından geçiyor. Her büyük stadı olan dünya kulübü olamaz. Bunu görüyorsunuz. Bu hedefe kültürel olarak Türkiye’de hazır olan tek kulübüz. Şimdi Seyrantepe ile dünya kulübü olma hedefimizin maddi altyapısını oluşturuyoruz.